28 Mayıs 2014 Çarşamba

Lucy McRae: Derinin işlevini yeniden tanımlıyor ve vücudumuz bir parfüm spreyi haline geliyor




Ben kendime vücut mimarı diyorum. Klasik bale eğitimi aldım ve mimari ve moda geçmişim var. Bir vücut mimarı olarak, insan vücudu beni büyülüyor ve onu nasıl değiştirebileceğimin yollarını arıyorum. Philips Elektronik'in bundan 20 yıl sonrasıyla ilgilenen, uzak gelecek tasarlama araştırma laboratuvarında çalıştım. İnsan derisini ve teknolojinin insan vücudunu nasıl değiştirebileceğini araştırdım. Dokunmayla çalışan elektronik dövme veya ışıkla kızaran ya da dalgalanan giysiler gibi konseptlerde çalıştım. Kendi deneylerimi yaptım. Bunlar yaptığım yüksek teknoloji söyleşilerine düşük teknolojili girişimlerimdi. Bunlar, oda arkadaşıma peruk yapıştırıcısıyla yapıştırdığım kulak çubukları. (Gülüşmeler) Bart Hess adındaki bir arkadaşımla çalışmaya başladım -- kendisi normalde böyle gözükmüyor -- kendimizi model olarak kullandık. Apartman dairelerimizi laboratuvar olarak kullandık. spontane ve anlık çalıştık. İnsan evrimi ile çakışan görsel imgeler yaratıyorduk. Ben Philips'teyken açıp kapatılan değil de arada bir şey olan bir teknoloji fikrini tartıştık. Belki de gaz ya da sıvı şeklini alabilirdi. Bu sıralarda vücudun sınırlarını bulandırıp derinin nerede bitip yakın çevrenin nerede başladığının anlaşılamadığı bir tasarıyla takıntılı hale geldim. Red-light bölgesinde stüdyomu kurdum ve takıntılı olarak kendimi tesisat borularıyla sarmaya başladım, ve bu dinamik dokuyla deriyi yeniden tanımlamanın bir yolunu buldum. İşveçli pop yıldızı Robyn'le tanıştırıldım, o da teknolojinin nasıl insanların katıksız hisleriyle birlikte var olabileceğini araştırıyordu. O da bu yeni tüylerle, bu yeni yüz boyasıyla, bu akımla, dünyayı nasıl tanımladığımızla ilgili konuştuk ve bu klibi çektik. Biyolojiyle teknolojiyi birleştirince neler olacağı fikri beni büyülüyor ve ileride biyolojiyi hastalıklardan ve yaşlanmadan arıncak şekilde programlamayla ilgili bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum. Bunun üzerine düşündüm, vücut kokumuzu yeniden programlayıp değiştirip biyolojik olarak zenginleştirme ve bunun birbirimizle iletişimimizi nasıl değiştireceği hakkında. Veya cinsel partnerlerimizi cezbetmemizi nasıl değiştireceği hakkında. Birer hayvan gibi olmaya nasıl geri dönüp iletişimimizin daha içgüdüsel hale geleceği hakkında. Bir sentetik biyologla çalıştım ve temelinde içebildiğiniz bir hap olan yutulabilir bir parfüm geliştirdim. Bununla, terlediğinizde vücudunuzdan dışarıya hoş bir koku salınıyor. Bu parfüm konseptini temelden değiştirip yeni bir format yaratıyor. İçeriden dışarıya salınan bir parfüm. Derinin işlevini yeniden tanımlıyor ve vücudumuz bir parfüm spreyi haline geliyor. Sınırlar olmadığını gördüm, benim çalışmalarımın evrimine bakınca anlamlı bağlantılar görüyorum. Ancak geleceğe bakınca bir dahaki projem bir bilinmez ve tamamen açık. Bu fikirlerin içimde bir yerlerde var olduğunu hissediyorum, bu konuşmalar ve deneyimler, bu fikirleri birbirine bağlıyor ve içgüdüsel olarak dışarı çıkıyorlar. Bir vücut mimarı olarak, ne istersem keşfedebileceğim bu sınırsız platformu oluşturdum. Ve sanki daha yeni başlıyormuşum gibi hissediyorum. Bu ofisimde herhangi bir gün. (Gülüşmeler) (Alkış) Teşekkür ederim! Teşekkür ederim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder