1 Haziran 2014 Pazar

Kokuyla Keşfet Teaser





Kokuyla Keşfet Sunumda Neler Var?



Kokuyla Keşfet sunumda neler var? Merak edenler için aşağıda kısa bir tanıtım... 


"Herkesin kokusu kendine özgü" Akşam Gazetesi


‘Kokuyla Keşfet’ adlı kitap, koku almanın bilimsel yönlerini eğlenceli bir dille işlerken, kokunun insan ilişkilerine etkisini ve parfümün gizemli yönlerini anlatıyor. Sağlık editörü ve biyolog olan yazar Esra Öz, “Her insanın parmak izi gibi kendine özgü bir kokusu var” diyor.

SİBEL ATEŞ YENGİN
sibel.ates@aksam.com.tr

KAHVENİN NASIL KOKTUĞUNU UNUTTUYSANIZ DİKKAT! 

Kokunun insanları ve markaları nasıl etkilediğini anlatan Öz, kokunun iletişimde ve ilişkiler üzerinde oldukça etkili olduğunu söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kokunun, insanın aşk hayatından hastalıklara hatta yediği yemeklere kadar çok büyük etkisi var. Koku deyip geçmemek lazım çünkü bazı hastalıkların ön belirtisi olabiliyor. Mesela, yıllar boyu çok iyi bildiğiniz peynir ve kahve gibi kokuları unutmaya başladıysanız Alzheimer ve Parkinson olma riskine karşı tetkik yaptırın. Günümüzde nesnel ölçüm metotlarıyla koku duyusunun ölçümleri de yapılabiliyor.”

AŞK HORMONU

Koku almada, feromonların önemli bir rol oynadığını söyleyen Esra Öz, kişinin doğal olarak salgıladığı feromonun aşk hayatında da etkili olduğunu belirtiyor. Yapılan araştırmalara göre aşk duygusunun ortaya çıkması feromon maddesinin salgılanmasıyla başlıyor. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve böylece aşk doğuyor. “Her insanın parmak izi gibi kendine özgü bir kokusu var ve bu kokuyla kendilerine en uygun eşi seçiyorlar” diyen Öz, bu sayede bireylerin kendilerinden genetik olarak farklı kişiyi seçtiklerini ve bu şekilde nesillerin daha iyiye gittiğini söylüyor. 

KRALİÇELERİN BÜYÜLÜ ESANSLARI 

“Yapılan çalışmalarda, farklı aromaterapik kokuların beynin aktivitesini farklı şekilde etkilediği araştırma sonuçlarıyla gösterilmiştir. Örneğin; lavanta ve bergamot gibi uçucu yağların beyinde ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinen endorfin salgısını 8-12 kat artırıp uygulamadan birkaç dakika sonra ruhsal ve fiziksel bir gevşeme sağladığı bildirilmiş. Mısır Kraliçesi Cleopatra da, güzel bir kadın olmamasına rağmen rahiplere hazırlattığı kokularla döneminde nam salmış, gül kokulu esanslarla büyük bir etki meydana getirmiş. 

GENÇ GÖRÜNMEK İSTEYENLER 

- Greyfurtlu parfüm kişinin altı yaş daha genç algılanmasına sebep oluyor!
- Çim kokusu kalp atışlarımızı hızlandırıp heyecanlanmamıza sebep oluyor.
- Biberiye gibi aromalar canlandırıyor, yasemin ise sakinleştiriyor...
- Limon aroması canlandırır, konsantrasyon ve performans gücünü arttırır.
- Yasemin sakinlik verir, korkuyu giderir. Uykuyu düzenler.
- Fesleğen rahatlatır.
- Biberiye acı hissini azaltır. 
- Gül duyuları harekete geçirir.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Ömür Tekeli de kokuların sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi. 

SARIŞINA ÇİÇEK, ESMERE BAHARAT 

Genelde beyaz, kuru tenli ve sarışınlara meyve ve çiçek kokuları, esmer tenlilere baharatlı ve taze kokular, buğday tenlilere ise, baharatlı ve oryantal kokular yakıştırılır. Kadınlarda menopoz döneminde ise tatlı, taze, vanilyalı ve kakaolu kokular önerilir. Parfümü ter kokusunu bastırmak için değil de, güzel kokmak için kullanıyorsanız doğru yoldasınız demektir. Terlemek elbette doğal bir refleks ama kullandığınız kokunun gözenekleri tıkamaması gerekir. Gözenekleri tıkayan ürünler yüksek düzeyde alüminyum içerebilir, bu da cildi tahriş edip alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Özellikle yaz aylarında her gün duş alıp temiz vücuda deodorant ya da parfüm sürmek gerekiyor. Çevreye zarar veren, ozon tabakasını etkileyen deodorantları tavsiye etmiyoruz, roll on ya da stick’ler kullanılabilir. Yine yaz aylarında baharatlı kokuları azaltıp taze kokuları çoğaltmamız hem çevremizi hem de bizi de rahat hissettirecektir. 

DUYGULAR KOKUNUZU ETKİLER

Hormonal değişimler, yoğun duygular, diyet, çemen, soğan, sarımsak gibi özel bileşenler, hava koşulları ya da kıyafetimizin dokusu bile kişisel kokunuz üstünde etkilidir. Özellikle stres kaynaklı terlemeler bireyleri çok rahatsız eder ve konforunu bozar. Bu tip terleme rahatsızlıkları için el, ayaklar ve koltuk altlarında ter bezlerinin çalışmalarını geçici süre durdurmak için botoks tedavisi uygulanıyor. Bu uygulama sadece uygulanan bölgeyi geçici süre etkiler, vücudun diğer bölgeleri terlemeye devam eder. 



Bart Weetjens kara mayınlarını ve tüberkülozu tespit ederek insan hayatını kurtarmak için fareleri nasıl eğitmeye başladı?



Bugün sizinle sıradışı bir serüveni paylaşmak için buradayım, olağanüstü derecede tatmin edici bir serüven aslında... Kara mayınlarını ve tüberkülozu tespit ederek insan hayatı kurtarmak için fareleri eğitmeye beni yönlendiren bir serüven. Çocukken iki tutkum vardı. Bunlardan biri kemirgenlerdi. Her cins farem, fındık farem, hamsterım, çöl farem ve sincabım vardı. Hangisini sorsanız, beslemişimdir ve pet-shoplara satmışımdır kesin. (Gülümsemeler) İkinci tutkum Afrika'ydı. Çok-kültürlü bir ortamda yetiştim. Evimizde Afrikalı öğrenciler vardı ve onların hikayelerini dinlerdim. Bambaşka öyküler... Teknik bilgi, mal ve hizmet konularında dışa bağımlılık, coşkun bir kültürel çeşitlilik... Afrika benim için gerçekten büyüleyiciydi.
1:07
Sonra bir endüstri mühendisi oldum... Ürün geliştirme mühendisi... ve özellikle verimli (mayın, hastalık vb.) tespit teknolojileri üzerine yoğunlaşmıştım. Aslında gelişmekte olan ülkeler için en elverişli olan teknolojiler üzerine... Çalışmaya endüstri alanında başlamıştım fakat sürekli bir şeyleri keşfederek ve ürüne dönüştürerek maddeci bir topluma katkı sağlamaktan pek de memnun değildim. Dünyanın asıl sorununa odaklanabilmek için işimi bıraktım: Kara Mayınları Şu an 1995 senesiyle ilgili konuşuyoruz. Prenses Diana, televizyonda, kara mayınlarının her tür gelişimin önünde somut bir engel olduğunu ilan ediyor ki bu çok doğru. Bu cihazlar orada bulunduğu ya da böyle bir şüphe olduğu sürece bu topraklara gerçek manada ulaşamazsınız. Aslında üretim için gerekli oldukları "sürdürülebilir ortamlar"da kullanılmak üzere yeni dedektörler için dünya çapında bir talep vardı. tabi özellikle "Gelişmekte Olan Ülkeler"de. Biz de fareleri seçtik.
2:06
Neden fareleri tercih edersiniz? Zaten haşere oldukları için mi? Bilakis fareler, çoğu insanın düşündüğünün tam aksine çok sosyal yaratıklardır. Ve aslında... şu an gördüğünüz bizim ürünümüz. Oralarda bir yerde gizlenmiş bir hedef var. Önünde tuttuğu faresini sağa sola yönlendiren eğitimli bir Afrikalı operatör görüyorsunuz. İşte hayvan bir mayın buluyor. Toprağı eşeliyor ve yiyecekle ödüllendirilmek için geri geliyor. Çok basit. Bu tip ortamda kolayca sürdürülebilir. Şimdi de hayvanımız ödülünü alıyor. İşte bu şekilde işliyor. Çok çok basit.

2:48
Peki neden fareleri kullanırsınız? Fareler, geçen yüzyılın ortalarından beri her türlü deneyde kullanılmıştır. Fareler, diğer memeli türlerinin herhangi birinden daha fazla olfaksiyon (koku duyusu) genine sahiptir. Kokulara karşı aşırı derecede duyarlıdırlar. Üstelik bir de bütün bu kokuları tanımlayıp bunlar hakkında iletişim kurabilme özellikleri vardır. Farelerle nasıl iletişim kuruyoruz? 'Farece' konuşmuyoruz tabi ki. Bunun yerine bir mandalımız var. Hayvan eğitimlerinde standart bir yöntem ki onu şurada görüyorsunuz. Mandal, belirli davranışları pekiştirmek için kullanacağınız özel bir ses çıkartır. İlk önce 'klik' sesiyle bir tür yiyecek ödülünü ilişkilendiririz. ki bu ödül şırınga içerisine konmuş muz ve fıstık ezmesidir. Bir kere hayvan 'klik' - yiyecek olayını farkedince 'klik' - yiyecek, 'klik' - yiyecek "öyleyse 'klik' yiyecek demektir" i anladığında onu, tek delikli bir kafese alırız ve aslında hayvan, altına bir 'hedef koku' nun yerleştirildiği bu deliğe burnunu sokmayı ve bunu 5 saniye sürdürmeyi öğrenir. 5 saniye bir fare için uzun bir süredir. Hayvan bunu yapmayı öğrenince işi biraz daha zorlaştırırız. Hedef kokuyu, birden fazla deliği olan bir kafeste tespit etmeyi öğrenir.
4:02
Sonra hayvan açık havada tasmayla dolaşmayı ve hedef saptamayı öğrenir. Bir sonraki aşamada hayvan, gerçek mayın tarlalarında gerçek mayınları bulmayı öğrenir. Uluslararası, mayına karşı eylem standartlarına uygun şekilde test edilir ve onaylanırlar. Tıpkı köpeklerin geçmek zorunda olduğu testler gibi. Bu test 400m² alanı kapsar. Bu alanda rastgele döşenmiş pek çok mayın vardır. Eğitimciler ve fareleri bütün hedefleri bulmak zorundadırlar. Eğer hayvan bunu başarırsa gerçek sahalarda işlevsel olduğuna dair onaylanıp lisans alır. Aynen köpeklere uygulandığı gibi. Belki ufak bir farkla: Fareleri, mayın bulan köpeklere göre 1/5 masrafla eğitebiliriz.
4:51
Burada da Mozambik'teki ekibimiz var. İçlerinden biri Mozambikli kardeşlerine gerekli becerileri öğreten Tanzanyalı bir eğitmen. Bu insanların gözlerindeki gururu bir görmelisiniz. Çünkü yabancıların yardımına duydukları bağımlılıklarını azaltan bir becerileri var. Dahası bu ekip... tabii ki, ağır makineler ve kontrol amaçlı el dedektörlerine de ihtiyacınız var. Fakat fare yeteneğine yapılan bu ufak yatırımla Mozambik'te, m² başına düşen maliyeti şimdiki normal fiyat olan m² başına 2 doların %60'a varan oranlarda altına inebileceğimizi gösterdik. Biz bu işi 1.18 dolara yapıyoruz ve bu fiyatı daha da aşağı çekebiliriz. Hesap meselesi... Eğer daha fazla fare istihdam edersek sonucu daha da iyi hale getirebiliriz. Mozambik'te bir tanıtım alanımız var. 11 Afrika hükümeti bu teknolojiyi kullanarak daha az bağımlı hale gelebileceklerini gördüler. Great Lakes Bölgesi'nde barış anlaşması imzaladılar ve 'kahraman fareleri' ortak sınırları kara mayınlarından temizlemek için uygun buldular.
6:02
Fakat size bambaşka bir problem daha sunmama izin verin. Geçen sene mayına basan 6000 civarında insan vardı fakat yine geçen sene dünya çapında yaklaşık 1.9 milyon insan bir numaralı enfeksiyon sebebi olan tüberkülozdan öldü. Özellikle, T.B. (tüberküloz) ve HIV arasında sıkı bir bağın bulunduğu Afrika'da çok yaygın bir problem var. Standart bir WHO (Dünya Sağlık Örgütü) prosedürü olan mikroskopinin güvenirliği %40'tan ancak %60'a ulaşabildi. Tanzanya'da - rakamlar yanılmaz - T.B. hastalarının %45'ine ölmeden önce T.B. teşhisi konabiliyor. Bu da demektir ki eğer T.B. hastasıysanız teşhis konulmama şansınız çok yüksektir. Bunun yerine ikincil T.B. enfeksiyonundan ölüp gidersiniz. Halbuki erken farkedilip erken teşhis konulsa tedaviniz başlayabilir. HIV-pozitifseniz dahi mantıklı olan budur. HIV-pozitifseniz dahi T.B.'den kurtulabilirseniz.
7:10
Ortak dilimiz Felemankçe'de T.B. yerine 'tering' kullanılır ki etimolojik açıdan katran kokusuna atıfta bulunur. Zaten eski Çinliler ve Yunanlı Hipokrat, T.B.'nin hastadan yayılan 'uçucu gazlar'a dayanarak teşhis edilebileceğini belgelemişlerdir. Ve bizim yaptığımız da hastanelerden yalnızca test amaçlı bazı numuneler toplayıp fareleri bunlarla eğitmekti. İşe yarayıp yaramayacağını görmek için... Ve şaşırtıcı bir şekilde birkaç fareyi üst üste kullanarak %89 duyarlılığa ve %86 özgüllüğe ulaşabiliyoruz. İşte şu şekilde çalışıyor. Ve bu gerçekten genetik bir teknoloji. Şu an patlayıcılar ve tüberküloz hakkında konuşuyoruz fakat inanabiliyor musunuz aslında oraya herhangi bir şey koyabilirsiniz.
8:09
Peki nasıl işliyor? 10 numunelik bir çekmeceniz var. Bu 10 numuneyi aynı anda kafese yerleştiriyorsunuz. Bir hayvanın gerekli kokuyu ayırt edebilmesi için saniyenin yalnızca 1/200'i yeterlidir, bu yüzden çok hızlı hareket eder. İşte şimdiden üçüncü numuneye geldi. Bu pozitif bir numune. 'Klik' sesini duyuyor ve yiyecek ödülünü almak için geliyor. Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. Bir kıyaslama yaparsak bir laborant günde 40 numune inceleyebilirken bir fare aynı miktarda numuneyi sadece 7 dakikada inceleyebilir. Bunun gibi bir kafes... Alkış Fareleriniz olması şartıyla bunun gibi bir kafes... ve şu an bizim 25 tüberküloz faremiz var. Bunun gibi bir kafes bütün gün işlediğinde 1,680 numune inceleyebilir. Yapılabilecek potansiyel uygulamaları düşünebiliyor musunuz? Topraktaki atıkların tespiti, gümrük uygulamaları, konteynerlarda kaçak malların tespiti, vesaire.
9:30
Fakat şimdilik tüberkülozla ilgilenelim. Kısaca değinmek istiyorum. Mavi çubuklar yalnızca Dar es Salaam'daki 5 klinikte 500,000 insana uygulanan mikroskopi skorlarıdır ki ki bunlardan 15.000'i daha önce test yaptırmış. 1,800 hastanın mikroskopileri. Ve sadece numuneleri farelere bir kez daha göstererek ve tekrar mikroskopi sonuçlarına dönerek vaka tespit oranını %30'un üzerinde arttırmayı başardık. Geçen yıl boyunca -hangi zaman aralıklarına baktığınıza bağlı olarak- sürekli bir şekilde Dar es Salaam'daki 5 hastanede vaka tespit oranlarında %30-40 artış elde ettik. Bu gerçekten kayda değer bir gelişme, mikroskopide gözden kaçan bir hastanın 15'e yakın insana hastalık bulaştırdığını düşününce... her yıl.. sağlıklı insanlara... Emin olabilirsiniz çok sayıda hayat kurtardık. En azından 'kahraman farelerimiz' pek çok hayat kurtardı.
10:28
Şu an bir sonraki aşamamız bu teknolojiyi standartlaştırmaktır. Yapılması gereken basit şeyler var... Örneğin hayvanın burnunu 5sn sokmak zorunda olduğu koklama deliğinde ufak bir lazerimiz var... ki bu işlemi standart hale geitirebilelim. Ayrıca dışkılamayı ve yiyecek ödüllerini standartlaştırmak... ve bu işlemi daha fazla insana ulaşacak şekilde daha büyük ölçeklerde tekrarlamak için yarı otomatik hale getirmeliyiz. Sözü bağlamak gerekirse, başka uygulamalar da ufukta görülüyor. İşte 'kameraman fare'mizin ilk prototipi... Deprem gibi afetlerden sonra enkazın içine girip kurbanların yerini tespit edecek kameralı sırt çantasıyla bir fare... Şimdilik sadece prototip aşamasında. Şu anda bununla ilgili işleyen bir sistemimiz yok.
11:14
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Bu projelerin tamamen farelerle ilgili olduğunu düşünebilirsiniz fakat eninde sonunda insanlarla ilgili. Zor, pahalı ve tehlikeli tespit görevlerini halletmek için zayıf düşmüş toplumları donatma ve bunu etrafta bolca bulunan yerel bir kaynakla yapmakla ilgili. İşte size ister çevresel, ister teknolojik, ister hayvani ya da ister insani olsun etrafınızdaki kaynaklarla ilgili algınızı zorlayacak ve sürdürülebilir bir çalışma için sizi, onlarla seviyeli bir uyuma teşvik edici tamamen farklı bir şey.

http://www.ted.com/talks/bart_weetjens_how_i_taught_rats_to_sniff_out_land_mines